Yardım götürmek yetmiyor, üretimi oraya taşıyalım.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
Deprem bölgesindeki tüm illeri ziyaret eden, buradaki 36 OSB’nin en az yarısında toplantılar yapan ve bölgede 4 deprem yaşayan Türk Girişim ve İşadamları Konfederasyonu (TÜRKONFED) Genel Başkanı Süleyman Sönmez, DÜNYA Gazetesi’ne şunları söyledi: onun deneyimleri. Sönmez, “Şehri ayakta tutacak insandır. Yardımları taşımak yetmiyor, üretimi bölgeye taşımalıyız. Deprem bölgesi insanını orada tutmak lazım ama bugün çok büyük bir göç var, fabrikaların 3 çalışanından 2’si kayıp” dedi. TÜRKONFED Lideri, “Bundan sonra yapılacaklar sadece deprem bölgesi için değil, Türkiye için de çok önemli.”
Bu model örnek olmalı
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, memleketi Adana’da depremler yaşadı. Önder Sönmez, ilk beyin sarsıntısını evinde, ikinci sarsıntıyı ise ofisinde kurduğu TÜRKONFED kriz masasında yaşadı. “Olayın şokunu ilk atlatan kurumlardan biri TÜRKONFED oldu. Bu konuda önemli bir hazırlığımız olduğu için çok hızlı hareket edebildik.
300’ü aşkın derneğimizle tüm ilçelerde olmanın faydasını bir kez daha gördük. Yerelden hızlı haber alma ve takviye sağlama fırsatı bulduk. Doğru bilgilere ulaşabildik, aslında bölgede yaşayan ve depremi yaşayan insanlar olarak ‘geçmiş olsun’dan daha fazlasını söyleyebildik, burada suya ihtiyaç var yoksa küçük araçlara ihtiyaç olacak. kurtarma çalışmaları” dedi.
Sönmez, ikinci depremin ardından hızla kriz masası oluşturulduğunu, Habitat, SEDEFED, TÜSİAD gibi kurumlarla koordineli çalışarak hızla harekete geçtiklerini söyledi. “TÜRKONFED’i öne çıkaralım asla demiyorum ama bu kurumun bu felakette nasıl harekete geçtiğine bakmak lazım, bütün kurumlar böyle olmalı. Hazır olmalı, aklı başında hızla sahaya inmeli.”
İhracata katkı 40 milyar dolar
Sönmez, “OSB’lerde durum daha iyi, yüzde 25’lik bir kayıp var ama ne yazık ki küçük sanayi siteleri, il merkezleri yok. Oradaki yan sanayiyi seferber etmek gerekiyor. Üretim modeli geniştir, ancak önce ona hayati açıdan bakmamız gerekir. Şu anda her şey oraya lojistikle gidiyor, tırlarla geliyor ama bu sürdürülebilir değil. Bölgenin kendi kendine yeterli hale gelmesinin süratle sağlanması gerekiyor.
Elbette bir yer tutacaktır ama insan gücü orada kaybolmamalı. O bölgenin ihracatı 20 milyar dolara yakın ama ihracata katkısı 40 milyar dolardan az değil. O bölgeyi adım adım dolaştım. İşverenini kaybeden işçiler var, personelini kaybeden işverenler var. Orada kurtardığımız çocuklar var, şantiyelerimizde onlara bakıyoruz, üniversiteyi bitirene kadar okutacağız…
Bölgede sürdürülebilir yaşam alanları oluşturmak zorundayız. Bunun için de çalışıyoruz” dedi. TÜRKONFED Lideri, Türkiye’deki tüm binaların güçlendirilmesinin büyük bir maliyet gerektirdiğini açıkladı: “Bütün binaların güçlendirilmesi için 450 milyar dolar gerekiyor. Kent planlaması yapılırken jeofizikçiler ve şehir plancıları ile çalışılmalı, hiçbir sektör itibarsızlaştırılmamalıdır. İnşa etme şeklimizi değiştirmemiz, bazı bölgelerde daha hafif binalara yönelmemiz ve doğru kurulum ve planlarla şehirler inşa etmemiz gerekiyor.”
Bugün 13 milyon insan sokakta, 1.3 milyon insan evsiz.
“Çadır kentler, konteyner kentler kaçınılmaz. Şu anda 15 milyon insanın 13 milyonu sokakta, arabasında, yolda, orada burada… Huzursuz. Bu 13 milyonun yüzde 10’u bile olsa, ki bu daha fazla, 1.3 milyon insanın barınması için acil konteyner ihtiyacı var. Bunun için gerçek kampüsler inşa etmeniz gerekiyor. Bunu sanayi bölgelerinde yaparsak üretim şehri kalkındırır, ayakta tutar.
Endüstriyel olarak gelişmiş bir bölgedir. Moral motivasyon açısından katkı sağlar. Sanayi bölgeleri eşleştirildi. Artık şehrin yan sanayisi olan küçük sanayinin tekrar hayata döndürülmesi gerekiyor. Şimdi onlar için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. 36 OSB’nin en az yarısına gittim.
Görüştüğümüz iş adamlarının tamamı çalışanlarının yüzde 30’unun kaldığını söylüyor. Bundan sonra yakın çevresinde sağlık hizmeti veren kampüsler, kreşler ve sosyal alanların yapılması gerekmektedir. 5-6 ay uzun bir süre, orada sürdürülebilir bir hayat kurmak gerekiyor. TÜRKONFED olarak bir proje başlatıyoruz, SEDEFED ve Habitat derneği ile ortak sürdürülebilir yaşam alanları sağlayacağız. Tasarım bitti. İkinci adım kalıcı konuttur. Saha açılırsa bu alanda tecrübeli kurumlarla alandaki eksiklikler giderilecek” dedi.
İlk günlerin karmaşası çok acı bir deneyimdi.
“İlk iki gün çok yavaştı. Kamuoyu donup kaldı, eleştiriler yapıldı. O süreci nasıl yaşadınız?” TÜRKONFED Lideri sorumuza şu yanıtı verdi: “Yaşadıklarımızı deneyime dönüştürmemiz ve bir daha yaşanmaması için önlemler almamız gerekiyor. Burada bunu tüm kamu ve özel sektör yapmalı. Bu hafızayı taşımamız gerekiyor. Kurumlar bu deneyimi kendilerine ders almalı ve her ay çalışanlarına anlatmalıdır. Bu tür afetlerde ilk saatlerde hızlı hareket ettiğinizde can kaybını azaltmış olursunuz. Bizim yaptığımız bir kaos olursa çok acı bir deneyim olarak hayatımıza girdi.”
2023’ü negatif bir büyüme ile kapatabiliriz
Başkan Sönmez, depremlerin ekonomiye etkisine ilişkin şu analizleri paylaştı: “TÜRKONFED olarak Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ekonomik etkilerine ilişkin ön değerlendirme raporu hazırladık. Buna göre bu depremler 84.1 milyar dolar maddi zarara yol açacak. Bunun 84.1’i milyar dolar zarar, 10.4 milyar dolar milli gelir 2023 büyümesinde üretim ve iş günü kaynaklı yüzde 1.6 ile yüzde 1.7 arasında negatif baskı bekliyoruz.
Konut stoğu ve imalat kayıplarıyla birlikte büyümenin 2023’te yaklaşık 4 puanlık bir kayıp yaşaması olası. Yılı negatif büyüme ile kapatabiliriz. Nitekim 1999 ve onu takip eden 3 yılda ortalama büyümedeki şokun yarattığı ekonomik kayıp eksi 6,7 puan olarak yansıdı. Elbette kriz ortamının kamu maliyesi, kurumsal kapasite kullanımı ve ekonomik faaliyetler üzerinde etkisi oldu ama en büyük etken şok oldu. Ön bulgularımızı paylaştığımız çalışmamızın ardından kapsamlı bir deprem sonrası “Ekonomik İyileşme” raporunun hazırlıklarına başladık.”
Dönüşüm ‘rezerv alanlarını’ hızlandırır
TÜRKONFED Lideri “Benim için şu anda Türkiye’deki en önemli konu, birinci konu kentsel dönüşüm” diyor. Ancak kentsel dönüşümün önünde çok değerli engeller var. Mesela kiralar bu seviyedeyken insanlar evlerinden çıkıp o süreci nasıl yaşayacaklar? Sönmez, “Aslında kentsel dönüşüm yasası yeterli ama yerel yönetimler ve merkezi yönetimin uygulama noktasına kadar daha kararlı bir koordinasyonu hayata geçirmesi gerekiyor.
Sorun uygulamada” dedi. Ayrıca ödenmemiş kiraya karşı bir tavsiyesi var. Sönmez depremden sonra Elazığ’a gittiğini anlatıyor. İnsanların orada kiralık konut bulamadıklarını, yıllık kirası 15 bin lira olan evlerin aylık kirasının 10 bin TL’ye çıktığını, fırsatçı olarak bu döneme izin verilmemesi gerektiğini belirtiyor.
Kentsel dönüşümü hızlandırmak için rezerv alanların oluşturulması gerektiğini anlatan Sönmez, insanların dönüşüm sürecinde bu alanlara taşınabileceğini, bittiğinde dönüştürülen konutlarına dönebileceğini ve o alanı yeni dönüşen sahiplerine bırakabileceğini anlatıyor. taşıma. Kentsel dönüşümü sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çözemez. Sağduyu kullanılmalıdır.”
İneğinden vazgeçmeyen teyzenin takviyeye ihtiyacı var
“Orada kalan insanlara teşvik değil ücretsiz takviye verilmeli. Teyzem orada kaldı, ineğini bırakmadı. Sağar, süt dağıtır, katkıda bulunur, gitmeyi reddeder. Devlet o teyzeye teşvik vermemeli, karşılıksız takviye vermeli.
Türk insanının ruhunda girişimcilik ve yeterlilik vardır; dayanak verdiğiniz sürece yeniden yaşatacağız. Borçları enkaz altında diyenler var, bu insanların acil takviyeye ihtiyacı var. OSB’lerin amacı mart ayında üretime başlamak olsa da bunun için barınma, ikmal, hammadde ihtiyaçlarının karşılanması, ulaşım ve elektrik gibi altyapı sorunlarının çözülmesi ve önemli bir güçlendirme sisteminin olması gerektiğini düşünüyoruz. kullanıma sunulacaktır.”
Hala çok eksik var anlatamam çünkü biz yaptık
“Depremi yaşamış bir iş adamı olarak şu an işlerim durdu, günde sadece 2 saat çalışıyoruz o da çalışanlarımızın durumuna bakmak, kalan zamanda deprem bölgesiyle ilgileniyoruz. Çalışıyoruz. 30 federasyon ve 300 den fazla derneğe yardım için.Kaç tır gitti bilmiyoruz.O kadar şey yaptık ama yetmediği için söylemek istemiyorum.Yeterli olsa giderdim. açıklayın ama şu anda çok kayıp var Samandağ yok, Gölbaşı yok, Pazarcık yok… Depremin üzerinden 24 saat geçmedi tırlara su yükleyip gönderdik, dedik. yarın sokağa çıkamayacağız.
Adana’yı lojistik merkez, aktarma istasyonu haline getirdik, burada oluşturduğumuz depolardan yardımları yönlendirdik. Yardım gruplarının ve arama kurtarma ekiplerinin ulaşımına destek olduk. Birleşmiş Milletler ekibini, Meksika ve Japonya’dan arama kurtarma gruplarını taşıdık. Şimdiye kadar tüm kamu sektörü ile koordinasyon içinde çalıştık ve bundan sonra iş dünyasına ve sivil topluma biraz daha alan açmakta fayda var. İş adamları nasıl plan yapacaklarını bilirler. İlk gün iş makinesi kadar küçük araçlara ihtiyacımız var dedik, küçük el aletlerine de ihtiyaç var dedik ve hızlıca bölgeye sevk ettik.”
Göç nedeniyle Mersin de çadır istiyor
Adana ve Mersin şimdi bizden yardım istiyor çünkü bu bölgelere 400 bin kişi göç etmiş durumda. Çadır istiyorlar. İzmir ve Ankara’ya gidenler de var. Bu depremde, bu ülkenin her kesiminden ve her kesiminden insan büyük bir sınav verdi. Çok harika bir ülkede yaşıyoruz, çok yardımcı oluyoruz. Büyük bir birlik ve fedakarlık vardı. Gelecek için umuda ve dayanışmaya ihtiyacımız var.